21 Haziran 2011 Salı

Soma FM

Adından ötürü Soma'dan yayın yaptığı düşünülebilecek olan internet radyomuzun memleketi aslında San Francisco...

Yapılan bağışlar ve sattığı ürünler ile kendine kaynak yaratmaya çalışan ve hiç reklam almadan yayın hayatını sürdüren radyomuzun içinde farklı tarzlara hitap eden 20 istasyon bulunmakta...
Çalınan müziklerin kime ait olduğunu ise istasyonun linkinden takip edebilme şansınız bulunmakta...

Amerika'dan yayın yaptığı için doğal olarak dinlediğiniz saate değil Amerika'nın saatine göre dinliyorsunuz...
Örneğin şu an saat burada 17:02, bakıyorum Amerika'da 07:02... :)

Buradan yakınız...

Not: Benim favorilerim "Lush" ve "Groove Salad"...

1 Haziran 2011 Çarşamba

Brasstronaut


Brasstronaut, Pop, rock ve caz karışımı bir müzik yapıyor. Trompette Bryan Davies, piyano ve vokalde Edo Van Sam Davidson, klarnet, gitarda Tariq Hussain, davulda Brennan Saul ve kontrbasta John Walsh’tan oluşuyor grup.

Ama bütün bu bilgilerden önce verilmesi gereken ilk önemli bir bilgi aslında grubun çok sık mest eden caz sound’larını, ustaca popüler ve güncel rock müzik içine entegre edebilmiş olduğu. Hep aynı şeyleri yaptığı iddia edilen gruplardan farklı bu adamların yaptıkları. Bolca duyduğunuz trompet, hareketli parçalara harika bir hava verirken, daha düşük tempolarda sizi dibe çekebilecek kadar güzel. Trompet’in yanı sıra piyano, kontrbas ve aralarda kasnak’tan gelen sesiyle davulla, çoğu zaman caz havasında bir müziği var grubun.

Brasstronaut’un müzikal olarak meşrulaşması önce 2008 senesinde ‘Old World Lies’ adlı adlı EP ile oldu. Bu EP ile ilgili, hem kendi bloglarına gelen yorumlar çok iyiydi, hem de eleştirmenler çok olumlu yorumlarda bulundular. Özellikle bloglarında bulunan ‘Requiem for a Scene’ adlı parçalarına çektikleri video, bu kadar ilgi görmelerinin asıl sebebiydi. Brasstronaut ilk ciddi popüleritesini, BalconyTV web sitesinin özel bir bölümünde yer almasıyla kazandı.



Grup gördükleri bu ilginin tesiriyle de, hemen ilk albümlerini kaydetmek üzere çalışmaya başladı ve 2009 senesinde Kanada’da bu sefer Banff’ta, Banff Center’da ‘Mt. Chimera’yı kaydettiler. Sonrasında da bazı şarkıları Vancouver’da tekrar kaydedilen albüm 2010 Mart ayında yayınlandı. Albümün parlaması ise geçen senenin Eylül ayında Polaris Müzik Ödülleri’ne aday adaylığı ile gerçekleşti.

Mt. Chimera’yı dinleyemeye ilk koyulduğunuzda mümkün mertebe etrafta olabilecek tüm seslerden arınmanızı öneriyorum. Çünkü hakkını vererek dinlemek gerektirecek bir zenginliği var bu müziğin. Ama daha önemlisi, şansınız varsa albümü baştan sona değil, sondan başa dinleyin bence.

Albümün en önemli parçalarından biri, en sona sakladıkları ve 8 dakikalık bir müzik ziyafeti olan ‘Insects’. Bu parça aynı zamanda albüm ve grup hakkında daha çok bilgi veriyor. Davul, kontrbas ve piyanonun yakaladığı mükemmel sound’un yanı sıra, başta da bahsettiğim trompet her yükselişinde usul usul ruhunuza işliyor. O yüzden önce albümü ‘Insects’ten dinlemeye başlarsanız, arşivinizde yeni bir grubu garantilemiş olabilirsiniz. Yine de bu parçadan sonra da durmayın ve bütün albümü dinlemeye devam edin çünkü ‘Insects’ten sonra, ‘Hand Behind’ başta olmak üzere tüm parçalar çok başarılı. Hearts Trompet albümün en ‘pop’ parçalarından, ama yaylı oyunlarının trompetle atışması oldukça keyifli. Ayrıca bu parçanın ECHO Şarkı yarışması’nda da bir ödül kazanmış durumda. Albümde yer alan ‘Ravan’ da benzer çekicilikte. Same Same, Six Toes albümün nispeten hareketli parçalarından.




Brasstronaut’un bu yeni albümden çıkmış henüz bir video klibi yok ama grubun sürekli güncellenen blog’unu takip edebilirsiniz. Bu baharda yolunuz Almanya, Hollanda, Avusturya ve İngiltere dolaylarına düşerse konserlerinden birini yakalayabilirsiniz ki konser video’larını seyrederseniz, grubun konserlerinin de ne kadar keyifli olduğunu görebilirsiniz.

Kanada’nın parlayan gruplarından Brasstronaut’un ismini çok yakında daha sık duyacağız gibi görünüyor. Gerçi yaptıkları müzikte çıtalarını ilk albümleriyle çok yükselttikleri için, beklentileri de beraberinde getirmiş durumda grup ama bence sadece elde ettikleri ‘sound’la bile emin adımlarla ilerleyeceklerini tahmin etmek hiç de zor değil.

Yazan: Selin Damar - Radyo Eksen

Blog
Myspace